“1,5 milyar dolarlık cari açığı 1000 MW GES ile kapatabiliriz”
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Sanayicileri Derneği (GENSED) Başkanı Halil Demirdağ, “Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli inanılmaz. Enerji ithalatından kaynaklanan cari açığı kapatmak için yenilenebilir enerjiye yönelmek çok önemli. 1000 megavatlık Güneş Enerjisi Santrali (GES) 10 yılda 1.5 milyar dolarlık cari açık açığın kapanmasına katkı sağlıyor” dedi.
Demirdağ, ülkemizde en az güneş ışığı alan Doğu Karadeniz Bölgesi’nin bile bugün Avrupa’da çok sayıda güneş enerjisi santralinin yapıldığı Polonya ve Almanya ile eşdeğer olduğuna dikkat çekti. Ülkemizde güneş enerjisi sektöründe ilk adımın 2013 sonunda atıldığını kaydeden Demirdağ, GES’in kurulu gücünün bugün 10 bin megavata ulaştığını söyledi.
Demirdağ, 2035 yılına kadar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında; Her elektrik üretim kaynağı için kapasite hedefi belirleyen Uzun Vadeli Güç Planına göre 2022 sonunda 9,4 gigawatt olan güneş enerjisi kapasitesinin, Depolama hariç 2035 yılına kadar 53 gigawatt’a ulaşmasının hedeflendiğine dikkat çekti. Sistemler. GENSED Lideri, ülkemizin güneş enerjisinde önemli bir yatırım ve büyüme yaşadığını belirtti.
Güneş ve rüzgar enerjisi maliyetleri düştü
2022’de rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki artışın küresel elektrik talebindeki artışın yüzde 80’ini karşıladığını hatırlatan Demirdağ, Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisinin yılda 50,14 teravat saat elektrik üreterek toplam elektrik üretiminin yüzde 15,46’sını karşıladığını hatırlattı. Son 10 yılda güneş ve rüzgar enerjisi maliyetlerinin ciddi oranda düştüğünü ancak kömür ve doğalgaz yakıtlı elektrik maliyetlerinin aynı kaldığını, nükleer enerji maliyetleri ise yüzde 50’den fazla arttığını söyledi.
Şubenin gelişimi için verimli, derinlemesine, maliyeti yansıtan, öngörülebilir bir elektrik piyasası işleyişinin sağlanması, sürdürülebilir yatırım ve finansman modelleri geliştirilmesinin çok değerli olduğunu anlatan Demirdağ, elektrik sistemi, uzun vadeli planlama ile desteklenen teknoloji odaklı yatırımlarla güçlendirilmektedir. İnsan kaynakları ve girişimcilik ekosisteminin gelişiminin çok değerli olduğunu belirtti.
Elektrik ihtiyacının her geçen gün artmaya devam ettiğini anlatan Demirdağ, enerji depolama tesisi ile desteklenen santraller sayesinde GES’lerin kesintili değil her zaman elektrik kaynağına dönüştüğünü kaydetti. Demirdağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Enerji depolama sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte şebekeye esneklik sağlayan yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme entegrasyonu mümkün hale geldi.
Depolamanın tek başına istenilen etkiyi yaratamayacağını gören karar verici kurumlarımız, depolama ile birlikte GES ve/veya RES’leri teşvik ederek, depolamanın baz yük etkisi yaratmasına olanak sağlamıştır. Kesintili üretim yapsa da, üretimin gereğinden fazla olduğu saatlerde enerjiyi depolayabilen, elektriğin maliyetli olduğu zamanlarda ise satabilen bir sistemle arz-talep istikrarını sağlamak mümkün oldu.
Toplam 27.500 megavatlık bir depolama sistemi öngörülmektedir. Bu sistem 3 saat çalıştırılırsa yaklaşık 9 bin 166 megavat kapasiteye sahip olacak. Dolayısıyla depolama sistemleri elektriğin az tüketildiği dönemde 4-5 saatlik bir depolama görevi görerek, elektriğin fazla tüketildiği dönemlerde sisteme elektrik yükleyecek ve sistemin çok daha sağlıklı çalışmasına fayda sağlayacaktır.
Kesintili yenilenebilir enerjinin kesintisiz kaynağa dönüştürülmesi ve enerji depolama sistemleri ile entegre yenilenebilir enerji santrallerinin ulusal şebekedeki payının artırılması, cari açığın kapanması açısından çok değerli bir sürece hizmet etmektedir.
“Yenilenebilir enerji, AB Yeşil Anlaşması için bir zorunluluktur”
Demirdağ, güneş enerjisinin sadece finansal bir avantaj olarak görülmemesi gerektiğine işaret ederek, tek bir güneş panelinin karbon emisyonunu 50 ağaç kadar azalttığını, sınırda karbon vergisinin uygulanmasıyla her ihracatçı firmanın bunu kontrol etmek zorunda kalacağına işaret etti. karbon emisyonları.
Demirdağ, Almanya’da 1 megavatlık bir güneş enerjisi santrali yaklaşık 1 milyon kilovatsaat üretirken, ülkemizdeki sistemlerle bu sayının şu anda Anadolu coğrafyasında 2 milyon 200 bin – 2 milyon 400 bin kilovatsaat olduğunu söyledi. Takip sistemleri olup olmadığına dikkat çekti ve sistem kalan ekipman ve panellere göre değişiklik gösteriyor.
Yerli oranımız yüzde 80’e ulaştı
Türkiye’de kaynakların yerlileştirilmesi konusunda çok değerli adımlar atıldığını ve atılan her adımın binlerce yeni istihdam anlamına geldiğini vurgulayan Halil Demirdağ, “Güneş paneli üretiminde kullanılan birçok malzeme artık Türkiye’de üretilmeye başlandı.”
Demirdağ, yerlileştirmede Enerji ve Olağan Kaynaklar Bakanlığı’nın büyük rol oynadığını hatırlatarak, güneş enerjisi santrali bir bütün olarak değerlendirildiğinde yerliliğin yüzde 80’e ulaştığını söyledi. Demirdağ, şöyle devam etti: “Bakanlık, Türkiye’de üretilen çalışmalara sadece güneşte değil, rüzgar türbini kanatları ve birçok farklı modülde de farklı temeller attı.
Aynı şeyi güneş enerjisinde de yaptı ve güneş enerjisinin temellerini attı. 2014 yılında ilk kez GES kurulumuna başlayan bir şubeye geldiğimiz noktada güneş paneli üretiyoruz. Şu anda ülkemizde hücrede seri üretim yapan bir tesis var.
Biz de firma olarak bir tesis kuruyoruz ve diğer tesisler de önümüzdeki dönemde kurulacak. Sadece güneş panelleri değil, diğer çevresel donanımları da olan bir güneş enerjisi santraline baktığımızda yerliliğimiz artık yüzde 80’lere ulaşmış durumda. Bu departmanın dinamizmini ve sektördeki paydaşların ne kadar hızlı ve yenilikçi olduğunu gösterir. 10 yıl önce olmayan bir departmanda bugün üretim yapabiliyoruz.
Yenilenebilir enerji istihdam deposu
Yenilenebilir enerji ekipmanlarına yapılan her 1 milyon dolarlık yatırımın en az 10 kişiye istihdam sağladığına dikkati çeken Demirdağ, kömüre yapılan bire bir yatırımın sadece 2 kişilik iş gücü alanı yarattığına dikkat çekerek, güneş ve rüzgar yatırımlarının istihdam yarattığına dikkat çekti. istihdam potansiyeli kömürün 5 katı. Demirdağ, “Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırma Merkezi’nin hesaplamalarına göre Türkiye’de 2053 net sıfır emisyon vizyonu doğrultusunda elektrik sektörü dönüşümü, güneş enerjisinde 71 bin, rüzgar enerjisinde 141 bin ek istihdam yaratacak. 2050. Sektörlerde ek istihdamın sırasıyla 455 bin ve 330 bine ulaşabileceği hesaplanıyor” dedi.